11 Kasım 2007 Pazar

Timur Destanlaşması

Boz kırda gölgeler uzamaya başladı.

“ Bilirsin bir söz vardır. Ava giden avlanabilir de.”
Emir Timur da gülümsedi ve dedi ki;
“ Kazgan han büyük hesap yapıyor. Ama matematik bilgisi o kadar yok. “
Seyyid Bereke onu eli ile büyüttüğü için huyunu iyi biliyordu. Onun ne kadar zeki ve hırslı olduğunu biliyordu. Dünya tarihini, özellikle Türk-İslâm tarihini çok iyi öğrenmişti.
Dini, ilim ve sanatı çok önemsiyordu.
Askeri alanda ise çok iyi yetişmişti. At binmesini, kılıç kuşanmasını, ok atmasını öğrenmişti. Cihangir olmak istediğini sık sık söylerdi.
“ İyi bir kumandan olmak için her türlü silahı iyi kullanmak gerek”
Ok atmada o kadar ustalaşmıştı ki, bir oku yüzük deliğinden geçirirdi.
Daha on iki yaşında iken Çağatayların düşmanlarına karşı yaptıkları kabile savaşlarına katılmıştı. Kendisi de onunla birlikte gitmişti. Ondan sonrada Çağatay hanlığı ona önem vermeye başlamıştı. Hemen her savaşa katılırdı. Bir keresinde üç yüz kişilik bir kuvvet ile on bin kişilik bir orduyu yenerek Çağatay hanlığının tam güveninin almıştı. O günden sonra emrindeki kuvvetler onu taparcasına sevmeye başlamışlardı.
Savaşlardan, savaş talimlerinden arta kalan zamanını okumakla, büyük âlimlerden ders almakla geçirirdi.
Seyyid Bereke, dalgın vaziyette Emir Timur’u seyrettikten sonra derin bir nefes alarak mırıldandı. Dedi ki;
“ Tam bir idealist”
********

Hiç yorum yok: