15 Kasım 2007 Perşembe

Son Cihangir Enver paşa- Yüzyılın en büyük şehidi

BÜYÜK ŞEHİT SENİ RAHMETLE ANIYOR SAYGIYLA SELAMLIYORUM
Çegen nedir ? Nerededir kim bilir? Çegen nerdedir nasıl bir yerdir kim bilir? Orda şimdi kimler yaşar kim bilir ? Çegen Aaah Çegen Sen böyle bir yiğitlik gördün mü? Gördüğün günler içinde .
Çegen köyü Abıderya suyunun kuzey sırtlarına düşer. Altta, büyük bir dere yatağı ile açılır dünyaya. Orda yaşayanlar o dereye Dere-i Hakiyan vadisi derler.
BALCEVAN LİDERİ DEVLETMENT BEY, ENVER PAŞA İLE ORADA ŞEHİT OLDU
Çegen, Balcevan ’a on beş kilometre kadar doğudadır. Balcevan lideri, Son cihangir Enver paşanın can dostu. Ona ölümüne bağlı yiğit Türkmen beyi Devletment bey. Haberi aldığında atını çatlatırcasına koşturuyordu. Başından börkü uçmuş, ak sakalları ve saçları dağılmıştı. Yüreğinin derinliklerinde bir dua, beyninde ise sadece Cihangir paşaya yetişmek vardı. Adamları arkasından dağılmışlardı. Sadece yüz kadara atlı Devletment beyin yakınında at sürüyorlardı.
“ Yetişmem gerek Cihangir sultana yetişmem gerek. Onun orada kalması yanlıştı. Dedim ben. Çegen bir tuzaktır oyyyy. Paşam beyim Oy! Cihangirim orada durmaman gerekti. Yetişmem gerek. Arkadan vurmalıyım kahpe tuzakçıları. Geçidin arkasından varıp onları dağıtmalıyım. Allah’ım beni ona yetiştir.”

Sür atını Devletment bey sür. Bak, güneş durdu sana bakıyor. Hem de dünyanın tam tepesinde. Zaman durdu sizlere bakıyor bak hem de mübarek kurban bayramının birinci gününde. Son Cihangir O, asla esarete boyun eğmeyen Adam. Yapayalnız. Tıpkı İstanbul dan çıkarken olduğu gibi. Arkasında yirmi beş kader arkadaşı ile yapayalnız. Mitralyözlerin ağzına At sürüyorlar. Koştur atını koştur bakalım bu şahadete yetişebilecek misin?
İBRAHİM BEG LAKAY BU YİĞİT TÜRKMEN BEYİ ENVER PAŞANIN ŞEHADETİNDEN SONRA RUSLARLA SAVAŞINI SÜRDÜRDÜ ANCAK 1926 YILINDA YAKALANDI. GKB AJANLARI TARAFINDAN 1933 YILINA KADAR SORGULANDI. DAHA SONRA KAFASINA KURŞUN SIKILARAK ŞEHİT EDİLDİ;
Diğer tarafta haberi alan İbrahim beg Lakay “ Eyvah “ dedi atına atladı.
“ Eyvahlar olsun ki eyvah. Hemen atlarınızı atlayın, Enver Paşaya yetişelim.”
Çegen de çifte bayram var İbrahim Beg Lakay. Güneş durdu bak. Hem de tam tepede durdu. Çegen in tam tepesinde. Gölgeler uzamaz kısalmaz oldu. Bu gün kurban bayramının birinci günü . Bu gün son Cihangirin çifte bayramı . Enver Paşa iki bayramı bir yapıyor.
Yüreğinde Pamir dağlarının zirvesine dikilmesini arzu ettiği Turan İslam ordusunun bayrağı. Allah’ın nizamını temsil edecek, mahşerde Allah’ın dinin yücelten bir kavim olarak bu bayrak altında Allah’ın huzuruna çıkacaktı. Bu bayrak İstanbul dan da, bu bayrak Naciye sultanın gözlerinden de nazlı idi.
Bu bayrak Mekke idi, Medine idi. Onun gönlünde bu bayrak Edirne de Selimiye, İstanbul da Ayasofya ve Sultan Ahmet ti. Onu gönlünün en derin yerinde büyütüyordu. Oraya ne Naciye Sultanın gözleri, nede Naciye sultanın gözleri kadar derin İstanbul boğazının suları varabilirdi.
İstanbul boğazının derin sularına, derin sular gibi hayranı olduğu Naciye sultanın gözlerine değiştiği makama doğru koşuyor. Haydi yetişin bakalım.
Zaman kısa yol uzak. Atlar çatlasa da, yiğitler patlasa da yol uzak. Zaman durmuş . Cehennemden kaçar gibi koşan atlar belki de hayatlarında ilk defa bastıkları yeri bilmeden koşuyorlardı. Dağların yamaçlarından, tepelerin eteklerinden , derelerin çakıllarından, budur meşe ağaçlarının üzerlerinden, sık otların arasından yıldırım gibi gidiyorlardı. Ama heyhat İbrahim Beg Lakay, ideali uğruna baş koyduğu adama ulaşamayacaktı.
Ama, Şahadet koşan bir adama kim yetişebilirdi ki. Şahadeti hisseden akıllı Atı Dervişe kim ulaşabilirdi ki?
Tepede mevzileşmiş ve onlarca makineli tüfekleri bulunan bir düşman taburuna karşı aşağıdan, vadiden ve ancak atlar üstünde çekilmiş kılıçlarla, azlık, bir nevi fedai süvari grubunun saldırıya geçmesi gibi.
Ama Enver Paşa en öndeydi. Atını yıldırım gibi sürüyordu. Ne yardım için gönderilen adamların gelmesini bekliyordu, nede her hangi bir yerden ümit bekliyordu. O halde iken İstanbul boğazının Çamlıca tepelerinden görüntüsü geliyordu gözlerinin önüne.
Ve birde en az İstanbul boğazı kadar derin bakan Naciye sultanın gözleri. Aman Allah ım Aman Allah ım Bu ne zevk”
Ses geliyor, Sami bey gibi, Yaveri Ali Rıza bey gibi.
“ Paşam sakın kendini Paşam bizi öksüz bırakma paşam”

Hiç yorum yok: