Davranış ilminin en önemli meselesi ruh halinin ruhi yapılanmanın seyrini ve oluşumunu bilmektir...
“Ruh akılla anlaşılmaz” düsturu çerçevesinde hadiselere baktığımız zaman: Allah’ın Kuran-da “Siz Ondan çok az şey bileceksiniz!” hükmünün “Çok az” ifadesindeki “Az” lığın; “Bilmek” fiilinde ifade etmeye çalıştığımız sadece hal-hareket-tavır eda kısaca: insanın dışa akseden RUHİ hallerinin tezahürüdür...
Ayrıca burada “Çok azın niceliğini ve niteliğini tesbit etmemiz mümkün olmadığından: İnsan bedenine yüklenen ve can ile sarmaş dolaş olarak “İnsan”ı ortaya çıkaran bu “ enerjinin” şeklini, yapısını, dokusunu, kokusunu “ bilmek” değil, belki burada “ yaratılış gayesini” günümüz idraklerine sunarken daha farklı bir bakış açısını kazandırmak, başka pencereler açmak, yüzyıllardır “ saplanıp” kalınan bazı İslami terimler – İslam hukukundaki bazı sosyal yaptırımları ( Dar-ül Harp – İlmi-hal,vs.) gibi, gündemini tespit – tahlil etme gayesini gütmektedir...
Ayrıca varmak istediğimiz en önemli nokta, yüzyıldan fazla bir zamandır kaybettiğimiz eğitim ve öğretim – talim ve terbiye metodumuzu yeniden kazanmaya, günümüz şartlarına uyarlamaya çalışmaktır.
Öte yandan, “ evrensel ilim” diyerek evvela bize yutturulan, sonrada “ ıkınmaya” bırakıldığımız ruh bilimi ( Psikoloji) çocuk eğitimi ( Pedagoji) ve sosyal yapılanmayı konu eden ( sosyoloji)'nin, “ Evrensel” olup olmadığını veya “ evrensellik” derecesini ortaya koymaya çalışacağız...
Kısaca – kendini bilmek – kendinden olmak –
İnsan olarak meselemizin öncelikle bu olduğu düşüncesindeyim...
24 Kasım 2007 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder