11 Kasım 2007 Pazar

Melik-i Turan Emir-i Türkistan Büyük Cihangir Timur

Büyük Cihangir Timur Han dedi ki;
“ Biz ki Melik-i Turan, Emîr-i Türkistan'ız, Biz ki Türk oğlu Türk'üz. Biz ki milletlerin en kadîmî ve en ulusu Türk'ün başbuğuyuz!"
------
Seyyid Bereke bunu işitmişti. Göz ucu ile emir Timur a baktı. Sonra başını yere eğerek duymamış gibi davrandı. Emir Timur ise içindekileri, dışarı vurmayacak kadar soğukkanlı idi dedi ki;
“ Birden fazla Han olmaz Soyurgatmış Han. Sizler ki Cengiz hanın soylu temsilcilerisiniz. Bizim için en büyük şeref, sizlere hizmet eden bir kılıç adamı olmaktır.
Çağatay hanı bunu boş yere söylememişti. Emir Timur un ilerde neler yapacağını veya neler yapmaya çalışacağını anlamak istiyordu. Çünkü onun savaşlardaki kahramanlıklarını biliyordu. Ama sadece kahraman değildi Emir Timur. Aynı zamanda bilimle ve devlet yönetimi ile de uğraşıyordu. Bu sebeple emir Timur dostları tarafından çok seviliyordu. Ayrıca son derece dirayetli ve gözü pekti.
Bu düşüncelerle tekrar Emir Timur a bakarak dedi ki;
“ Asya'da Türkçe'nin, Türk sanat ve kültürünün Fars kültürünün baskısı altında kaldığını biliyorsun değil mi?”
Emir Timur Çağatay hanın Türk kültü ve dili ile ilgilenmediğini biliyordu. Gözlerini hediyelerden ayırarak Çağatay hana çevirirken kafasında yüzlerce tilki geziyordu. Dedi ki;
“ Aslında bu taraftan pek düşünmedim Soyurgatmış han. Ama dediğiniz gibi böyle bir tehlike var. “
Sonra gözlerini dikkatle kendilerini dinleyen Seyyid Bereke ye çevirdi ve dedi ki;
“ Eğer sizler bir önlem almayı düşünürseniz bizde elimizden geleni yaparız .”
Seyyid Bereke gülümsedi. Ustaca sorulan soruya, ustaca karşılık vermişti.

Bu arada Kazgan hanı dedi ki;
“ Asya birliğini sağlamak o kadar kolay değildir Emir Timur bey. Böyle bir harekete girişmek demek büyük savaşları göze almak demektir. Çok akıllı olmayı gerektirir.”
Seyyid Bereke bu arada girdi konuya dedi ki;
“ Kazgan hanı. Hıristiyanlar ve Yahudiler sürekli Asya da ki kavimler arasında dolaşıp dinlerini yaymaya çalışırlar. Bu kargaşa onların rahat hareket etmesini kolaylaştırıyor. Birlik ve beraberlik içinde olmayınca Batı alemi Asya da yeniden teşkilatlanmaya çalışıyor.”
Kazgan han Seyyid Bereke ye baktı ve saygılı bir şekilde dedi ki;
“ Haklısınız Hoca efendi. Ama kime anlatalım bunu ki.?
Sonra Emir Timur a bakarak konuşmasına devam etti dedi ki;
“ Turan, İran, Rum , Acem, , Azerbaycan, Büyük Tataristan, Harzem, Hotin,, Kâbilistan, Bahter, Zemin, Hindistan... Gürcistan, Ermenistan gibi Kafkas ülkeleri. Hapsi ayrı telde, her biri kendi başın a buyruk. Diğer tarafta Altın ordu hanlığı Çağataylar.”
Emir Timur karşılık vermedi. Kazgan hanı bir süre sustu. Sonra derin bir nefes alarak dedi ki;
“ Osmanlı Rum elinde tutundu. Denizi geçtiler. Murat han Kosova ya kadar ilerlemiş. “
Seyyid Bereke dedi ki;
“ Osmanlının Asya politikası yok. Onların tüm politikası ve hesapları batı üzerine.”
Emir Timur gülümsedi ve kendi kendine mırıldandı. Dedi ki;
“ Ya da öyle görünüyor.”
Ama bunu diğerleri işitmedi.
******
Emir Timur fazla beklemedi. İçine bir kurt düşmüştü. Hemen tümeni topladı ve dönüş yolunu tuttu. Kafasına takılan bu soruyu dönüş yolunda Seyyid Bereke ye sordu dedi ki;
“ Hocam sence Çağatay han Kazgan Hanı neden ısrarla otağına davet etti acaba ?”
Seyyid Bereke de bunu düşünüyordu. Kazgan hanın Mektubundaki bir cümle dikkatini çekmişti.
Kazgan han mektubunda Emir Timur a diyordu ki;
“ Çağatay han bu ikinci mektubunda beni otağına davet etti. Sanırım bir şeyden şüpheleniyor.”
Ama şüphenin sebebi ne olabilirdi? Seyyid Bereke merakla kendinden cevap bekleyen Emir Timur a dedi ki;
“ Orada bir şeyler dönüyor. Çağatay han senin son birkaç yıldan beri üst üste kazandığın başarılardan rahatsız olmuş olabilir”
Emir Timur dedi ki;
“ Çağatay Hanlığına karşı bir hareketimiz olmadı. Ayrıca bunu belli edecek bir sözümüzde olmadı. Bundan nende rahatsız olsun ki?”
Seyyid Bereke dedi ki;
“ Çağatay han kendi kontrolümde olmayan gücü sevmez. Hem bu arada birileri kulağına bir şeyler fısıldamış da olabilir”
Emir Timur bundan sonrasını sormadı.
Bu arada yolda olan Kazgan han bir tuzağa düşürüldü. Bir anda Kazgan han ve adamlarına ok yağmuru başladı. Ve daha ilk atış da Kazgan han oklanarak öldürüldü. Adamları her ne kadarda mücadele ettilerse de Kazgan hanı kurtaramadılar.
Emir Timur haberi aldığında Kazgan ’a yaklaşıyordu. Haberi alır almaz ağırlıkları Kazgan a göndererek küçük bir birlikle hemen hareket etti. Ancak yetişemedi. Kazgan hanın adamları, dönüş yolunda idiler. Adamlardan durumu öğrendi ve saldırganların peşine düştü. Çok üzülmüştü. Kısa zamanda saldırganların izini buldu. Ama onlara yetişemedi. İzler Çağatay hanlığına doğru gidiyordu.
Emir Timur anlayacağını anlamıştı . Kazgan a dönerek cenaze törenine katıldı.
Cenazeden sonra Kazgan uluları toplandılar. Olcay hanım Emir Timur ’un Kazgan Emiri ilan edilmesini istedi. Ama bu duruma bazıları karşı çıktılar. Böylece tartışmalar başladı. Emir Timurun han ilan edilmesine Çağatay handa karşı çıktı.
Olcay hanın ise Emir Timur un han olmasını istiyordu.
Tartışmalar devam ederken , Emir Timur da hocası ile son durumu tartışıyordu.
Bunun için Seyyid Bereke ye dedi ki;
“ Bu işin arkasında Çağatay hanı var. Kazgan hanı o öldürttü. Bu sebeple hemen üzerine gidip Çağatay hanı tarihten silelim.
Seyyid Bereke dedi ki
“ Bunu cümle alem bilir emir Timur. Bunu herkes tahmin eder Senin güçlenmen Kazgan hanının güçlenmesi demektir. Bu sebeple onu öldürttüler.”
Emir Timur bunu aptalca bulmuştu dedi ki;
“ Ama bu aptalca. O zaman beni öldürtmesi gerekirdi”
“ Ama sen Han soyundan değilsin. Kazgan hanlı ulular seni başlarına han olarak kabul etmezler. Sen siyasi nüfuz olarak güçlü olamazsın onlar kadar. Çağatay hanı bunu biliyor.”
Emir Timur her zaman yaptığını yaptı dedi ki;
“ Sende mi onlar gibi düşünürsün yoksa Seyyid Bereke”
Seyyid Bereke ’nin karşılığı hızlı geldi dedi ki;
“ Ben aptal değilim emir Timur. Soyluluğun sadece aileden gelmediğini bilirim ben.”
*****
Çağatay han , Emir Timur’u devlet töreni ile karşıladı. Son derece izzet ve ikramda bulundu. Emir Timur şerefine etkinlikler düzenledi. Kendi eli ile kılıç kuşandırdı. Büyük bir ziyafet verdi.
Yemek boyunca ve merasimlerde hep yanında bulundurdu. Seyyid Bereke de birlikte idi. Emir Timur tüm bu şaşalı merasimlerde bile bir an olsun tebessüm etmedi. Kazgan hanı öldürenlerin Çağatay handan emir aldıklarından emindi …
Merasimler sırasında Seyyid Bereke de içindeki şüphesini emir Timur un kulağına fısıldadı dedi ki;
“ Ne diyorsun bu karşılamaya emir Timur “
Emir Timur hocasının kaygılarını anlamıştı. Aynı kaygıyı kendide duyuyordu. Çağatay hanının ne yapmak istediğini tam olarak anlamasalar bile ortada şüpheli bir gelişme vardı. Hocasına dedi ki;
“ Kazgan hanı öldürüldü. Bu sıradan bir saldırı değil. Bize yapılan bu merasimde öyle”
Seyyid Bereke dedi ki;
“ Tümen hazır mı ?”
“ Evet. Yüzbaşı Barak kumandasında ve her an hazır bekliyor”
“ Tamam şimdi toparlanalım. Kazgan han seni tümen kumandanı yaptığında siyasi nüfusunu askeri güçle desteklemiş oldu. Amacı Çağatay han karşısında güçlü görünmekti. Senin başarılı savaşlarında buna tuz biber oldu. Çağatay han bunda rahatsız oldu. Kazgan handan şüphelendi ve onu öldürttü.”
“ Peki beni ne yapacak. Tümenlerin başına mı getirecek”
“ Sanamam. Kısa zamanda seninde ortadan kalkman gerek”.
“ Bunu bende düşünüyorum”
“ O zaman yapılacak tek şey bu gece . Az sonra seni tümenlerin başına kumandan olarak atayacak.
“ Evet. Aynı gece bende kendini indireceğim”
“ Tamam”
Böylece emir Timur kendisini Cihangirliğe götürecek en büyük askeri hareketini yapmaya karar vermişti.
--------
“ Ok bacakla baldır arasındaki eklem yerine saplanmış. Buradaki kasları tahrip etmiş Emir Timur”
Emir Timur keskin bir bakışla baktı ve dedi ki;
“ Öldürür mü ?”
“ Sakat bırakabilir”
“ Şimdi işimiz acele daha sonra tedavi edersin”
“ Ne yapacaksın şimdi ?”
“ Barak burada kalsın tümen hemen hazırlansın yarın akşam üzeri altın ordu devletini vuracağım”
“ Çok hızlı değil misin”
-----
Emir Timur beyle ilgili tarihi bilgilerin oluşmasını sağlayacak olan büyük kurultay Belh şehrinde toplandı.

Kurultayın açılışı o sıralarda hayli yaşlı olan ve herkes tarafından sevilen Seyyid Bereke yaptı.

Seyyid Bereke önce emri Timurun çocukluğunu ve gençliğini anlattı. Sonra onun Kazgan hanla olan ilişkilerini ve daha sonra Çağatay hanın yaptıklarını anlattı. Sözlerinin sonunda dedi ki;

“ Netice olarak Emir Timur beyin, Asya hakimiyetine çıkmasına sebep olan önemli sebep Asya da ki kavimlerin boyların ve hanlıkların arasındaki çekişmelerdi. Bu çekişmelerden dolayı Müslüman Türkler zor durumda kalıyorlardı. Bir yandan bu kısır savaşlarda evlatları beyhude yere ölüyor bir taraftan da İslam dini ve Türk kültürü tehdit altına giriyordu.”






Emir Timur dedi ki;
“ Bunu bana ancak Hıristiyanlar ve Yahudiler söyleyebilir.Çünkü onların İskender zamanından beri Asya ya her geldiklerindeki diktikleri putlarını yıktım. Bu sebeple beni Batılılar zalim ve yıkıcı olarak anabilir. Bunların dışında kimsenin mabedini, ocağını yıkmadım. Askeri karargahları bile yıkmadım. Tam tersine onları daha iyi kullanacak hale getirerek kendi askerlerimi yerleştirdim”
Büyük Cihangir Emir Timur bey dedi ki;
“ Asya da ki bu kargaşalığın sebebi Yahudi tüccarları ve Hıristiyan misyonerleridir. Bunu bilmemek için kör olmak gerek. Ya da bunu anlamayacak kadar ahmak olmak gerekir. Onlar masum din adamları değil. Yahudiler Asya nın kanını emerken Hıristiyanlar ise İslam birliğini dağıtmak için fitne ve fesat üretiyorlar. Eğer bunlara din adamıdır diye göz yumarsak bu nifak hepimizi yer bitirir. Kilisesinde ibadet eden ve Türk milletinin siyasi hayatına karışmayan hiç bir papaz veya haham öldürülmemiştir.”

Bunun üzerine Belh 'te toplanan Kurultay, Emir Timur ile ilgili kararını tarihe şöyle açıkladılar
" Emir Timur beye Türk İslam alemine yaptığı hizmetlerden Türk diline ve Türk kültürüne hizmetlerinden dolayı Kutbeddin" ve Allah ve resulüne hürmeti ve hizmeti karşılığı olarak kendisine “ Sâhibi Kuran " unvanlarının verilmesi uygundur. Fakat, Cengiz soyundan ve Cengiz hanedanının büyük prestijinden de yararlanmak istediği için,Kendisi tarihe Emir Timur olarak geçecektir.”

******
Emir Timur mahiyetindekilerle birlikte Firdevsi nin mezarına gelince kısa bir süre mezara baktı ve dedi ki;
"Kalk! Firdevsi kalk da, her satırında kötülediğin mağlup Türk'ü şimdi gör!"
Sonra yanındakilere döndü ve mezarı göstererek dedi ki;

“ Cedidim Alp er Tunga gibi bahadırları yazdığı destanlarla hep küçük göstermeye çalışmıştır. Zal oğlu Rüstem’i kahraman yapmıştır. Yazık ki Türk illerinde bunun destanları okutulmuş öğretilmiştir. Oysa baştan sona yazdıkları yalandır. İran ve Kabilli savaşçıları övmek Türkleri kötülemek maksadı ile yazmıştır.”

******

“ Osmanlı Bizanssı Batıdan sıkıştırırken bizde kuzeyden vuralım. Kafkaslarda bulunan tümenleri güçlendirelim. Avrupa ya kuzeyden girelim. Zaten altın ordu devletini yıktıktan sonra burada karşımıza çıkacak doğru düzgün bir güç yok. “

Emir Timur derin bir nefes alarak uzun zamandan beri ilk defa Seyyid Bereke ye baktı. gözlerini kıstı ce kısa bir an da öyle kaldıktan sonra dedi ki;

“ Biliyordun değil mi Hocam ?”

Emir Timur ne zaman” Hocam” diye hitap etse mutlaka duygulanmıştır. Seyyid Bereke bunu bildiği için sevindi Emir Timur duygulanmış ise söz dinlerdi. Kendide duygulanmıştı. Burun delikleri acıdı. İçki bir ses tonu ile dedi ki dedi ki;

“ Sen atmış yaşına geldin Emir Timur. Ben sekseni geçtim. İkimizde atmış yıldan beri beraber düşündük. Beraber karar verdik.Allah şahidimiz ikimizde Allah ın emirlerine karşı gelmemeye özen gösterdik.”

Emir Timur sorusunun cevabını beklediği için dikkatle dinliyordu. Seyyid Bereke yaşlılıktan olmalı bir süre nefes almaya çalışır gibi durdu sonra devam etti dedi ki;

“ Sen on iki yaşlarında idin. Ben o sıralarda, Resulullahın da içinde bulunduğu bir rüya görmüştüm. Bu rüya Salih bir rüya idi. Uzun zaman onu yorumlayamadım bekledim. Yıllar sonra Seninle Çağatay hanlığına giderken aynı rüyayı tekrar gördüm. Aradan nerdeyse on beş yıl geçmişti. İşte o anda rüya yorumlandı içimde.”

Kısa bir an sustu ve daha içli bir ses tonu ile dedi ki;

“ Bu rüyayı birkaç ay önce tekrar gördüm Emir Timur”

Seyyid Bereke sustu. Emir Timur, içinde Resulullahın da bulunduğu rüyayı iyice merak etmiş ti dedi ki;

“ Nasıl bir rüya idi Hocam?”

“ Büyük bir savaş. Bu büyük savaşı Resulullah da izledi. Ama Resulullahın mübarek cemali gülümsemiyordu. Hüzünlenmişti. Onun hüzünlü cemalini gördüm ve uyandım.”

Emir Timur kısa bir an düşündükten sonra dedi ki;

“ Allah Resulü savaşları zaten sevmezdi Hocam”

Seyyid Bereke kısık bir sesle dedi ki;

“ Osmanlı üzerine yapacağın bir askeri hareketi de hiç sevmez Emir Timur”

Emir Timur o arada mektubu hatırladı ve dedi ki;

“ Şu mektupta ki hakaretlere, Ve onun Anadolu da yaptığı zulümlere göz mü yumacağız Seyyid Bereke?”

Seyyid Bereke dedi ki;

“ Yıldırım Beyin yazdıkları doğru değil. Kendine yakışmayan ifadeler kullanması hoş değil Emir Timur. Ama bu üzerine gitmeni, gerektirmez.”

Emir Timur o anda hocasının niyetini tam olarak anladı ve bunu tam olarak anlamak için dedi ki;

“ Şimdi Osmanlı üzerine yapacağım askeri harekete sen fetva vermeyecek misim Seyyid Bereke?”

Seyyid Bereke nemlenen gözlerini Emir Timur a çevirdi ve kesin bir ifade ile dedi ki;

“ Vermem Emir Timur bey. Allah resulünü hüzünlendiren hiçbir harekete fetva veremem”

“ Bir mektup daha yaz Fazlullah. Eğer Osmanlı beyi Beyazıt, bu mektubuma da doğru düzgün karşılık vermezse o zaman fetvayı kendi eli ile vermiş olacaktır.

O arada Seyyid Bereke ayağa kalkarak dedi ki;

“ Ben inzivaya çekiliyorum Emir Timur bey.”

Emir Timur bir şey söyleyecekti. Sanki hocasının gitmesi ile her şeyini kaybediyormuş gibi bir hisse kapılmıştı. Ama bir şey demedi eğildi Seyyid Bereke nin elini öptü ve dedi ki,

“ Onunla mektuplaşmayı sürdüreceğim Hocam”

Seyyid Bereke sanki olacakların önüne geçebilmesinin mümkün olmayacağını kesin olarak anlamış gidi dudakları acı ile kıvrıldı ve dedi ki;

“ Geriye ne bırakacağını iyi hesaplamadan hiçbir harekete girişme Emir Timur bey”

Sonra Bastonuna dayanarak Otağdan çıktı. Emir Timur Seyyid Bereke çıktıktan sonra kısa bir an arkasından kapıya baktı. Sonra da Hekimbaşı Fazlullah a döndü ve dedi ki;

“ Yaz bakalım Hekimbaşı. Ben Türk milletinin Başbuğu Emir Timur bey. Sizin tabirinizle Timurleng ’im. Cihangirim, çünkü Asya ve Avrupa da adaleti tevzi etmek, nizamı alemi hakim kılmak gibi ilahi bir görevi üstlenmiş olarak çıktım.
-------

Hiç yorum yok: