26 Aralık 2007 Çarşamba

Polisin yetkisi hemen artırılmalı







Polisin yetkisi hemen artırılmalı
Pkk nın amacı açık artık. Halkı tahrik ederek üzerine çekmek ve iç savaşa yol açmak.
Polisin yetkisi hemen artırılması ve bu kişilerin görüldüğü yerde vurulması gerekir. İnsanların artık evinde rahat uyuyamadığı bir ülkede istikrardan güvenden söz edilmez
Terör eylemlerinin büyük şehirlere yayılacağını 1986 yılında yazmıştım. Büyük şehirlerin çevresine yerleşen Kürtlerin amacı açıktı. Bu bilinçli bir göçtü. O dönemde yazdığım bir makale ile ben buna dikkat çekmiştim. Bu yerleşimin durdurulmasının gerektiğini altını çizmiştim. Pkk nın Kürtleri temsil etmediği açık. Her Kürt vatandaşın potansiyel terörist olmadığını biliyoruz. Ama ellerinde içi benzin dolu şişelerle ortalıkta gezenlerin amaçları belli değil mi? O zaman bunlara nasıl ceza vereceksiniz? Ne cezası vereceksiniz. Bunu tek çözümü görüldükleri yerde öldürülmeleri gerekir. Bunlardan ne Türk toplumuna nede insanlığa fayda gelmez artık. Demokrasi hak hukuk sade vatandaş için. Bunları yakalarsanız ne yapacaksınız? Kaç ay yatacaklar? Onca insana sinir krizleri geçirten bu insanlık dışı yaratıklar için demokrasi hak hukuk fazlalıktır. Polisin elini kolunu bağlamayın. Türk polisi bunların hakkından çabuk gelir.

23 Aralık 2007 Pazar

Genel kurmayı tebrik ediyorum Yakışanı yaptı

Enver Paşa rahmetli son yüz yılın en büyük devlet ve siyaset adamı bir askerdir. Sarıkamış ihata harekatında, genel kurmayın yaptığı açıklamada olduğu gibi aniden bastıran kış hesaba katılmamıştır. Katılmış olsa bile o denli bir tipi ve don olayı beklenmemektedir. Tarihçilik adına yıllardan beri unvanlarını Sadece Osmanlıyı kötülemek için ve özellikle Enver paşa düşmanlığı için kullananlar tarihçi kimliği taşısalar da askeri bilgilerden yoksul oldukları için değerlendirmeleri esas alınmaz. Aynı Enver paşanın Çanakkale gazisi ve kumandanı olarak görmek istemeyenler Sarıkamış ı eleştirirken Enver paşadan iki satırda bir bahsederlerken Çanakkale den bahsederken nedense ismini bile ağızlarına almayarak gerçek niyet ve düşüncelerini ortaya koymaktadırlar
Genelkurmayı tebrik ediyorum. Askerine sahip çıktığı için. Bu açıklama art niyetliler ve araştırma gereği bile duymadan Enver paşa düşmanlığı yapan cahillere umarım bir ders olacaktır.

16 Aralık 2007 Pazar

İt ürür kervan yürür


Yahu bırakın şu zevzekliği Fazıl Say Türkiye den gidecekmiş.Ne yani bu adam kendisini bir halt mı sanıyor? Bu gün bir çok sütunda bu zevzek yer almış. Ne olur giderse. Kıyamet mi kopar. Ekonomi dibe mi vurur. Bir sabatay daha eksilir. Ama yalan söylüyor. Dilipak ın dediği gibi buraya uçkuru ile bağlı bunlar. Aslında her yere öyle bağlıdır.
Sayın bakan kendisini arayacakmış. Ne olacak arayınca. Ayağına mı kapanacak. Sayın bakana oy veren insanlardan yüzde bir bile bu zevzeği dinlemez. Bunlar Müslüman değil. Bunlar Türk de değil. Adının soyadın Türkçe olması bağlamaz. Bu milleti hiç bağlamaz. Bizi muamelesi bağlar. Bunlar din ışı insanlar. Yahudi olduğunu söylese saygı duyarım. Mensup oldukları dini söyleseler saygı duyarım. Ama benim dinime hakaret ettiği sürece de saygı duymam mümkün olmaz. Bu kim olursa olsun. Bu ülkenin gerçek sahipleri Müslüman Türk milletidir. Türkiye cumhuriyetini kuranlarda onlardır. Beğenmeyen defolur gider.
Dilipak ın dediği gibi bu memlekette ölme ve camiye de getirmesinler seni. Vasiyetine bunu yaz ki bu söylediklerini unutup getirmesinler. Fitne uykudadır uyandırana lanet olsun.

13 Aralık 2007 Perşembe

Fazıl Say Türkiyeyi terk edecekmiş!
















Güle güle Fazıl Say efendi;
Dünyaca ünlü(!) piyanist Fazıl Say Türkiye yi terk etmeyi düşünüyormuş.
Haber 7 com.
Üzülmedim şahsen. Sebebi ise İslamcılar kazanmış, "mış" !. Bütün Bakanların eşleri türban takıyormuş "muş" Adam haklı körler takmaz türbanı zaten .”İktidara gelmişler" miş." ” Kimler? "İslamcılar yüzde yetmiş," miş" kendileri yüzde otuzmuş"muş" .
Üzülmedim şahsen...
Bu arada kendileri kim, onu da söylese bari.
Güle güle Fazıl Say efendi. Keşke tüm hazımsızlar senin gibi bu ülkeyi terk etseler de fitneden, fesattan, bölücülükten, diktatörlükten kurtulsak.
Zaten bizde Piyano kültürü de yok. Tek telli bağlama bize yeter. Sen sana göre bir ülke bul.

12 Aralık 2007 Çarşamba

Fitne


“ FİTNE UYKUDADIR UYANDIRANA LANET OLASUN”

İĞRENİYORUM, Haberleri sonuna kadar okumak işkenceden beter hale geldi. Hele özellikle şu İslam düşmanlarının, türban veya baş örtüsünü bahane ederek çıkarttıkları gazları sinirlerime dokunuyor. Eh artık işkence hafifi kalıyor bunun yanında . Çünkü içine öfke de katılınca değme yarama
Özellikle Hürriyet yazarlarının sancılarını okurken fitnenin kaynağını nerelerden pompalandığını biliyorum ve daha da iğreniyorum.
Yıllardan beri bunun bir Kuran hükmü ve Allahın Müslüman hanımlara emri olduğunu söylemeyen kalmadı. Ama bunlar halen daha kendi irinlerini kusuyor, devşirme zihniyetlerini ortaya koymadan edemiyorlar .
Osmanlının da ipini çeken, batılı müttefiklerden daha fazla ülkeye ve Türk milletine zarar veren, Arap isyanlarının arkasında olan yine bu devşirmeler ve Yahudilerdir.
“ Arapların Türk askerinin karnını yararak altın aradığı şeklinde propaganda ile Arap asıllı olan Yahudilerin yaptıklarını Umumi olarak tüm Araplara mal edenlerde bunlardır. Bu vesile ile, yıllardan beri Müslüman Araplarla aramızı nifak tohumları ekerek parçalanmamızda önemli rol oynamışlardır. Diğer taraftan Enver paşa düşmanlığı, İslami kavramlarını ve bizi biz yapan temel değerlerin yozlaştırılmasında da hep baş rolü oynayan bu devşirmelerdir.
Bizi kimse dışardan yıkamaz. Ama içimizdeki bu yılanlar olduğu sürece ne pkk biter ne de istikrar sağlanabilir.,.
Cumhuriyetin, üniter yapının ve istikrarın tek düşmanı bunlardır .

İhanet avcıları

İhanet Avcıları

Yaklaşık bir aydan beri ihanet avcılarını izliyorum. Profesyonel bir çalışma. Dikkatle ve uzmanca hazırlanmış. Özellikle Program yöneticisi olan Joseph Erdem , kendisinde hayran bırakacak kadar sakin ve soğukkanlı. Hatta sinir edecek kadar sakin.
Ancak buna rağmen zevkle izlediğimi söyleyemem. Programın tüm kalitesine rağmen olayın muhtevası, konusu, iğrençliği, acı tarafı ile bende zevk bırakmıyor. Bu resimlerde insanımızın ailelerimizin kadınımızın erkeğimizin ne hale getirildiğini görüyor ve bunu sebeplerini düşünüyorum.
Çoğu boşanma ile sonuçlanan yılların evlilikleri… Yıllarca aynı yastığa baş koyan insanların birbirlerine davranışları. Sarf ettikleri sözler. Özellikle bir kadının erkeği karşısındaki durumu…
Önce bu programı neyi hedefliyor.? Bir şeyleri düzeltmeyi mi? Yoksa insanlık tarihi kadar eski olan zina olayına çözüm üretmeyi mi? Yoksa insanların özel hayatlarına karışarak reyting artırmayı mı ?
Peşin yargılı değilim. Reyting amaçlı olduğunu söyleyemem. Yayın saati buna uygun düşmüyor.
Program insanların özellerine de girmiyor. Çünkü programın amacına uygun olarak kendisine müracaat eden bir tarafın talebi üzerine harekete geçiyorlar. Programın formatı bu.
Bu sebeple program yapımcılarını tebrik etmek gerekiyor.
O zaman çözüm üretebilecek mi? Böylesine hassas ve önemli bir konunun değişik kültürlerde değişik seviyelerde insanların “ aldanma ve aldatma” gibi hassas bir meselede gündeme getirilmesi ile nasıl bir çözüm üretilecek. Şundan korkarak aldatma azalabilir mi?
Arkamızda “ İhanet avcıları olabilir” o zaman biz karımızı ya da kocamızı aldatmayalım” şeklinde bir düşünce gelişebilir mi?. Yani başka bir ifade ile program caydırıcı olabilir mi?
Bunun mümkün olacağını sanmam.
Ancak bu programın sosyologlar ve psikologlar için ciddi bir doküman olabileceğini düşünüyorum
Evvela hastalığa doğru teşhis konması gerektiğini düşünüyorum. Eğer bunu bir hastalık olarak telakki edersek bunu doğru teşhisini koymamız gerekecek.
Devam edeceğiz

Kemal Gürüzün tavrı azınlık psikolojisidir

Bu düpedüz Cumhurbaşkanına yapılan edepsizliktir
YÖK eski başkanı kemal Gürüz den bahsediyorum.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e karşı takındığı tavır ve kullandığı üslup. Bahane yine başörtüsü. Üniversitede yasak yokmuş. Her şey güllük gülistanlıkmış. Birde Yeni YÖK başkanını Gül ile aynı kafayı taşıyor diye suçluyorlar. Sizinde kiminle aynı kafayı taşıdığını bu millet görüyordu. O kafaları da sandığa gömdü. Millete rağmen bu tavrınız nedir. Neyi hazmedemiyorsunuz. Rahatsızlığını İslam mı ? Müslümanlardan mı rahatsız oluyorsunuz. O zaman bu ülke Müslüman Türk milletine aittir. Rahatsız oluyorsanız kendinize kendiniz gibi düşünen başka ülke seçin. BU Cumhurbaşkanını bu milletin meclis seçti. Hem de size YÖK başkanlığı veren sizin kafalardakilerden daha fazla oy alarak seçildi.
sen en iyisi git o olmayan bilim adamlığını geliştirmek için uğraşta bu memleket için bir işe yara. Gülünç oluyorsunuz.

11 Aralık 2007 Salı

Mehmet Barlas;
“ Acaba yeni YÖK başkanı bizden mi? Onlardan mı?" Demiş.
Merak etme sayın Barlas, Lazın dediği gibi ; Bundan sonra, Bir bizden, bir vızdan!

4 Aralık 2007 Salı

Yahudileri ve hristiyanları dostlar edinmeyin



Yahudiler ve Hristiyanları dostlar edinmeyin!'

“ Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dostlar edinmeyin. Onların bazısı, bazısının dostlarıdırlar. İçinizden kim onları dost edinirse şüphe yok ki, o da onlardandır. Muhakkak ki Allah o zalimleri hidayete, doğru yola iletmez."[1] maide suresi elli birinci ayet
Yahudilerle ilgili bir Hadis ; Buhari ve müslim den
Esselatü vesselamü ya resullulah
Allah resulü buyurdu ki;”Ahir zamandan Yahudilerle bir savaş olacak, deccal onlara komuta edecek. Ağaçlar bile konuşacaklar.” Gel bak benim arkamda Yahudi var öldür onu” diyecekler
Son zamanlarda özellikle Yahudilerin, gerek PKK yı desteklediği hakkında basında yer alan haberler, gerekse Filistin de giriştikleri soy kırım ve ülkemizde de sürekli pompaladıkları fitne ve nifaklarla Müslüman Türk Milletinde Amerika ve Yahudi’ye karşı bir tavır oluştu ve soğukluk artmaya başladı. Artık Müslüman Türk insanı şu gerçekleri bilmektedir. Osmanlının yıkılmasında önemli rol oynayan ve seksen seneden beride son Bağımsız Müslüman Türk kalesi olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin de, istikrarsızlığının, musibetlerden kurtulamamasının, arkasında bu kavmin olduğu her izan sahibi tarafından bilinmektedir.
Dahası fuhşun artamasın da, fitne kazanın sürekli kaynatılmasında, sol- sağ kavgalarının arkasında Yahudilerin var olduğu da bilinmektedir. Ama Yahudiler faaliyetlerini , kendilerine karşı doğrudan oluşacak bir düşmanlığı engellemek için Masonlar aracılığı veya bazı gönüllü dernek kuruluşların arkasında sürdürürler. Yani adı soyadı Türk olan çoğumuzun da bu noktada aldandığı sinsi bir faaliyet. Şeytani bir lobi çalışması ile sürdürürler Nitekim Şeytan da insanların azdırılmasında faaliyetini, insanın kendi içindeki nefsi arzularını tahrik ederek sürdürür.
Özellikle PKK nın İsrail ordusundan emekli olan subaylar tarafından eğitildikleri, ( Tabi emekli olup olmadıkları kesin değil Ayrıca emeklide olsalar sonuçta Yahudilerin idealleri ile oradalar ) Kürdistan ın kurulmasında önemli rol oynadıkları ve daha da önemlisi Yahudi Kürtlerin ve Ermenilerin iş birliği ile PKK nın ve Kürdistan kurulması çalışmalarının planlayıcısı ve programlayıcısı olarak çalışmalar yaptıklarının öğrenilmesi üzerine herhalde, hem yerli uşakları hem de İsrailli diplomatları ter basmaya başlamış olmalı.

Şimdi ise aşağıya aldığım şöyle bir bakış açısı ile Yahudilerle dost olunabileceği şeklinde bir yanlışa düşülüyor.
“Burada söz konusu olan delil Kur’ân âyeti olduğu için kesindir. Ancak bu delilin hangi anlamı gösterdiği kesin değildir, başka anlamlara gelme ihtimali de vardır. Çünkü, Kur’ân’ın bu yasağı “âmm” değil, “mutlak”tır. Yani, Yahudi ve Hıristiyanların bütün bireyleri, bütün nitelikleri, bütün zamanları yasak kapsamı içinde değildir. Yasak mutlak bırakılmış, bir sınırlama getirilmemiştir. Büyük bir tefsirci olarak zaman bir sınır getirmişse, artık ona itiraz edilmez
. “Bir hüküm türev üzerine bina edilmişse, o türevin kaynağı hükmün illetini (asıl sebebini) gösterir.” Bu kaideyi şöyle açıklayabiliriz: Âyette geçen “Yahudi” ve “Hıristiyan” kelimeleri türevdir. Bu kelimelerin kaynağı ise “Yahudilik” ve “Hıristiyanlık”tır. Âyetteki hüküm türev üzerine bina edildiği için–kâide gereğince–Yahudi ve Hıristiyanlar, dinleri için, dinlerini yansıttıkları için sevilmez. Yahudilik, Hıristiyanlık açısından onlarla dostluk kurmak ve onları sevmek haramdır.
*
Yani şunu mu anlamalıyız buradan; Yahudi ile dost olabiliriz ama Yahudilikle dost olamayız. Bu nasıl bir yorum. ? Başka bir deyişler hırsızlıkla dost olamayız ama hırsızla dost olabiliriz. Fuhuşla dost olamayız ama fahişe ile dost olabiliriz…..İLH örnekleri çoğaltmakla mümkün. İlletin taşıyıcısı kim ? İnsan değil mi? Yani kendisini Yahudi olarak tanımlayan kişi kurandaki illeti taşıyan kişi olmuyor mu? Bunu dininden nasıl ayırt edip dost olacağız. Din ve inançlar ki özellikle Yahudilerde illeti şahıslarında taşıyan kişilerdir. Dünyanın en ırkçı ve dinlerini her yerde her zaman yaşatmaya çalışan Yahudiler dir. Yanı yukarda ki yorum ne anlatmaya çalışıyor?
“ Bir Hüküm türev üzerine bina edilmişse “ Yani Allah zina etmeyin diyor.Burada türev üzerine bina edilmiş bir hüküm var. bu mantığa göre zina etmeyeceğiz ama zine edenlerle dost olacağız. Hoş göreceğiz. öyle mi? Çünkü dostluğun gereklerinden biride hoş görmektir. O Zaman İslam hukuku nerde kaldı. Devam ediyor; “Âyette geçen “Yahudi” ve “Hıristiyan” kelimeleri türevdir. Bu kelimelerin kaynağı ise “Yahudilik” ve “Hıristiyanlık”tır”
Oysa ayette Yahudiliği ve Hıristiyanlığı” demiyor. Peki ne diyor ayet “ Yahudileri ve Hıristiyanları” diyor. Yani illeti değil, illetin taşıyıcısı olanları işaret ediyor. Bu illete mensup olanları işaret ediyor.
Yalancılık bir türevdir.Burada yalancı ile dost olmayınız dendiğinde ne anlaşılır.
Bunun iyi düşünülmesi gerekiyor ve yüzyıllardan beri Müslüman Türk Alemini ve umumi anlamda İslam alemini sürekli fitne ile körükleyenlerin Yahudiler olduğunu unutmamak gerekir.

" Erdemleri ile dost olabilirz" anlayışı. El cevap ;
Bu da yanlış. Erdemler mensubu olduğu dinlere göre şekillenir. İnançlara göre şekillenir. Aksi halde her insanın fıtratında İslam vardır. Afrika'da yaşayan ilkel bir bir yerli kabilesinede gitseniz burada İslamdan kaynaklandığını sandığımız güzel ahlak parçacıkları görürüz. Bu fıtrata vaaz edilen duyguların tezahürüdür. Mesela adalet duygusu herkeste vardır. Bir ilkel kabilede veya Hristiyanalrın içinde, hatta Yahudiler arasında da adaletli insanlara rastlayabilirz. Ama bu taşıdığı illeti izale etmiyor. Çünkü adaletten ne anladığı konusuna gelince işler değişir. Çünkü bu duygu kişinin hukuk anlayışı ve inançları ile doğrudan alakalıdır. Bu gün İsrail Filistinde uyguladığı katliamlarda kendini haklı görüyor. Neden? İnancına uyduğu için. Burada hangi erdemdem bahsedebilirz? Başka açıdan; Bize zulüm gibi gelen bazı kanunlar, buna inan insanlar için zulüm değildir. Bu fıtrattandır. Güzel erdemler herkeste vardır. Güzel ahlak herkeste vardır. Allah kimseye haksızlık etmemiştir. Ancak bu erdemler kişinin daha sonra aldığı eğitim ve mensubu olduğu din ile şekillenir. Hristiyanın " güzel ahlak" tan ne anladığı ile Bir Müslümanın veya daha köklü ifade ile Allah resulünün " güzel ahlak düsturu ile kıyaslayabilirmiyiz?
Kısaca, İslami ölçülere göre Yahudinin ve Hristiyanların güzel erdemi ve güzel ahlakı yoktur.
Yaşanan örnekler;
Yıllardan beri bu ülkede Yahudi iş adamları ülkemizi sömürdüler.Bizi batı ekonomisine bağımlı kıldılar.Montaj sanayi gelişme diye yutturdular. Üstelik bunların hemen hepside bizzat bizim devletimizin teşvikleri ve destekleri ile yaptı bunu. Karşılığında bu millete verdikleri şey batı kültürünü taşımak oldu ve siyasi krizleri çıkartmak oldu. İsrail ordusuna ekonomik destek oldular.
En yakın örneği ise Vitali Hakko. Binlerce Müslüman Türk şapka kanununa muhalefet ettiler diye darağacına gönderilirken, bu kişi zengin oldu. "Şapka devrimi, kıyafet devrimi olmasaydı, kuşkusuz bugün Vakko olmazdı" diye pişkin pişkin sırıtanların servetleri şehit edilen Müsümanların kanı üzerinde duruyor. Ve halen daha Filistinde müslümana atılan her kurşunda bizimde payımız var.
Necmettin Erbakan Hoca yıllardan beri boş yere "Ağır Sanayi" de ısrar etmedi. Ama dikkat edin bu ülkenin ekmeğini yiyen nimetlerinden faydalanan Yahudi Ermeni ve mason iş adamları ve ahmak siyasiler yıllarca montaj sanayi yi gelişme diye yutturdular bize .Özellikle demirel ve aynı zihniyetin havarileri.
Bu mu dostluk? Birde halka karşı alış verişlerinde son derece dürüst göründüler. Öyle ki insanımızda“ Yahudilerin ticaretlerine güvenilir” şeklinde bir kanı oluştu. Doğrudur, ba manada dürüst olabilirler. Ben emin değilim. Onlarla hiç ticari ilişkim olmadı. Ama ticaretlerinde dürüstlük gösterebilirler.Ama bu dürüstlüğün arkasında bu milletin çocuklarını ahlaksızlık çukuruna iten yine onlar ve yerli uşaklarıdır. GAyri islami ne kadar gelenek varsa, islamı yozlaştıran ne kadar deyim kavram ata sözü varsa yahudilerin planlı programlı yaptıkları çalışmaların ürünüdür. Hürrüyet kurucusu Simavi nin Hürrüyeti çıakrırken ortaya koyduğu yayın politikası haeln daha güncelleşerek devam etmiyormu. Fitne at tutmazsa izi kalır. Bir ülke insanındna önce fikri alacaksın. Onda n sonra ne din kalır ne de iman
Ülkenin manzarasından halimiz anlaşılmıyor mu?.
Hülasa biz onları ne kadar hoş görsekte onlar bizi sevmiyorlar. Sevmezler. "Biz onların dinlerini kabul etmedikten sonra onlar bizi asla kabullenmezler."Hatta Müslüman Türk Milletini hiç sevmezler. Ama kendini Müslüman değil de, sadece Türk olarak tanımlayanların bu ülkede onlara uşaklık ettiğini bilmek için belgeye gerek yok. Onlarda zaten bizdeki ırkçıların bu zaaflarını kullanıyorlar. Türk ocaklarını, Kürt cemiyetlerini kuranların yahudiler ve sözde dönmeler vbe devşirmeler olduklarını öğrendiğimiz zaman sanırım İslam alemi ve Özellikle Müslüman Türklerin nasıl bir fitne çemberine düşürüldüğü daha iyi anlaşılır. Ancak ırkçı Türklerde yanılıyorlar. Irkçı Kürtlerde. Ne kadar ırkçı olurlarsa olsunlar Yahudiler kadar ırkçı olamazlar ve uşaklık etmeye devam ederler.
İslamın hoş göre mayası İslam milletlerinin arasındaki ırkçı yaklaşımlarını yumuşatmak içindir. İslamın düşmanları ile değil. Allah'a rağmen. Yahudiyi dost görmek nasıl bir anlayıştır. Allah ın hoş görmediği bir kavmi kim hoş gerebilir. Ama ne yazıkki burası anlaşılmıyor ve hata devam ediyor.
Bu sebeple yukarda da dediğimiz gibi Allahın Türk milletine bahşettiği erdemleri kavrayan kuşatan ve terbiye eden İslam ahlakıdır, İslam prensipleridir. Türkün adalet anlayışını ihata eden İslam hukukudur. Seksen seneden beri hukuk alanının nasıl bu hale getirildiğini güvensizliğini anlamıyormusunuz?" Adaletin kestiği parmak acımaz" diyen Müslüman TYürk insanı bunu batı kaynaklı hukuk kuralalrı için söylememiştir. Şeriat için söylemiştir. Yani İslam hukuku için, Allahın emri olduğu için söylemiştir. Bu kavramı bu gün yozlaştırılmış, ideolojik kaygılarla hazırlanmış hukuk kuralları için kullanmak yanlıştır.
Alparslan Türkeş bey Rahmet olsun "İslam ahlak ve fazileti Türklük gurur ve şuuru” sloganı ile bu hakikati çerçevelemeye çalıştı. Ve bu şuurda bir nesil yetiştirmeye çalıştı. İşte "Alperen" liğin ruhu da bu cümlede yatıyordu. Ülkücü hareket “ Ya devlet ülkücü olacak ya da ülkücüler devlet olacak” sloganı ile aslında bu misyonu yüklenmişti.
Şimdiki mhp yi ve ülkücülerileri kast etmiyorum. Seksen öncesi bizim aldığımız eğitim bu idi.
Allahın indinde din İslam dır. Kitap ehli ile hiçbir şekilde Amentü birlikteliğimiz yoktur. Allah ın ipine sıkı sarılmamız gerek. Onu bıraktığımız anda ortada Türk de kalmaz Kürt de kalmaz. Osmanlıyı yükselten bu inançtı. Ne zaman ki bu inançtan ayrıldılar yönlerini batıya çevirdiler. İşte çöküşün ilk sinyallerini de orada vermeye başladılar.
Kaldı ki ben şahsen Türk Asıllı Yahudi Türk asıllı Errmeni Veya Türk Asıllı Hristiyan söylemlerine de karşıyım.
Kişi, Ya Müslüman Türk olur, ya da Türk olmaktan da bahsedemez .
Unutmayın ki her şey değişebilir. Ama erdemler değişmez. Allah resulünden sonra medeniyet alanında bir tek çivi bile çakılamadı, çakılamazda. Çükü medeniyet Allah resulü ile kemale erdi ve tamamlandı. Bunu teknoloji ile, sanayi devrimi ile eşdeşleştirerek adres göstermek, batıyı bizden daha medeni olarak görmek ve erdemleri oralarda aramak yanlıştır.