Bilmem kaçıncı Bush un danışmanı, Türklerin neler yapabilecekleri noktasında şunları söylüyordu;
“ İslam dünyası muazzam ordulara karşı direnişin mümkün olduğu inancına yüz yıl öncesinden sahipler. Ama zaman içinde ve sürekli süper güç propagandaları ile onların gözlerini korkutmuştuk. Ancak son zamanlarda gerek bizim Vietnam da, gerekse Sovyetlerin Afganistan da yediği darbe ile İslam alemindeki bu psikolojik kırılma yerini mücadele azmine bırakmaya başladı. Bizim general Aidi di yi ele geçirmek için Somali de yaptığımız harekat ve arkasından hezimete uğramamız bunun tuz biberi oldu. Son olarak Irak ta ki direniş örgütleri ve bunları başarıları….!”
Bilmem kaçıncı Bush öfkeyle adamın sözünü kesti
“ Başarımı ? Ne başarısı be? Sende mi başarı diyorsun buna”
“ Efendim ben asimetrik savaşın direniş örgütlerinde ki psikolojik direnme gücünü anlatıyorum.”
“ Hayır! Sen bana Felluce de ölen bir kaç Amerikan askerinin kamu oyundaki yansımasını anlatıyorsun.”
Sonra bağırarak oval ofiste yuvarlak bir tur attı
“ Tabii ölecek birkaç asker… Herhalde oraya çiçek pazarlamaya gitmedik. Savaşa gittik.”
“Peki efendim. Güçlü ordularla savaşmanın ancak asimetrik savaşla mümkün olduğunu anlamış durumdalar. Bu sebeple her direniş gurubu kendi coğrafi yapısı içerisinde mücadele ediyor ve bizim onlarla ayrı ayrı strateji belirlememiz gerekiyor. Burada eğittiğimiz askerlerin dünyanın her köşesine göre eğitmemiz ve buna göre strateji uygulamamız gerekiyor ki buda mümkün değil efendim. Türk ordusu emir komuta zincirini eline geçirdiğinde ise neler olabileceğini düşünmek bile istemem doğrusu”.
22 Kasım 2007 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder