tANRI İNTİHAR ETTİ
Cihat anlam verememişti. Bu adam gerçek bir felsefeciydi. Çok hızlıydı ve iç alemindekini tam olarak dışarı vermeden herhalde yarım saat sonra ne söyleyeceğini şimdiden biliyordu.
" Beni şaşırtıyorsun.
" Şeyh, seni neden bana gönderdi?
" Sormadım.
" Neden sormadın?
" Biz soru sormayız ?
" Ben olsam sorarım.
" Tekke edebine aykırı bu.
" Ama insanlık edebine aykırı değil.
" Evet. Ama İnsanlık edebi, tekkede terbiye olur.
" Terbiyeli olmak kölelik mi ?
" Hayır. Bu şeyhine tabii olmaktır.
Adnan, derin bir nefes alarak arkasına yaslandı gülümsedi. Cihat’ı sevmişti.
" Öyleyse ben söyleyeyim. Şeyhi seni daha çok şaşırtman için gönderdi.
Cihat, Şeyhine son derece sadıktı. Onun ne yaparsa doğru yapacağına inanırdı. Adnan için yapacaklarını tekrar düşünerek çayını yudumladı.
" Evet, öyle olmalı.
Adnan, bir süre ilgisiz gibi durdu.;.
" Benim kim olduğumu da söylemedi mi ?
Cihat, kapının üzerindeki yazıyı hatırladı gülümsedi;
- Bunu senden öğreneceğim Üstat!
Adnan, geriye doğru gerildi. Herhalde ayda bir yıkadığı yüzü ve kirden gerçek rengini kaybetmiş ak saçları ile daha da çirkin bir hal aldı yüzü.
" Ben Tanrıyım Cihat!
Cihat her ne kadarda buna hazırsa da yinede zihin alanını bir ateşin bastığını hissetti. Bu adam bu kelimeyi “ Allah” ismi şerifi yerine mi kullanıyordu yoksa. Öyle olmasa bile, bu ifade ve bu yüz bir araya geldiğinde öfke duygularını harekete geçiriyordu. Ama soğukkanlı konuştu Cihat;
" Nefsini mi kast ediyorsun Üstat?
Bunu söylerken de öyle olmasını temenni ediyordu içinden ama Adnan’ onun beklemediği ve beklemediği gibi de zihin alanlarını zorlayan bir karşılık verdi;
" Hayır Cihat. Varlığımı kast ettim !’
" Kastın hangi noktada ?
" İdrak!
Cihat oyunu ters çevirmeyi denedi.
" Nefsin varlığın dışındamı?
Adnan düşünmeden konuşuyordu;
" Nefsim varlığın hikmetidir ?
Cihat ta farkında olmadan bu hıza uymuştu;
" O halde hikmetin varlığı, neden tanrı oluyor?
Ve keskin bir karşılık;
" Neden olmasın ? Şeytanın varlığı hikmet değil mi?
Cihat dondu kaldı
****
Çok yakında KARAKUTU yayınlarında
Cihat anlam verememişti. Bu adam gerçek bir felsefeciydi. Çok hızlıydı ve iç alemindekini tam olarak dışarı vermeden herhalde yarım saat sonra ne söyleyeceğini şimdiden biliyordu.
" Beni şaşırtıyorsun.
" Şeyh, seni neden bana gönderdi?
" Sormadım.
" Neden sormadın?
" Biz soru sormayız ?
" Ben olsam sorarım.
" Tekke edebine aykırı bu.
" Ama insanlık edebine aykırı değil.
" Evet. Ama İnsanlık edebi, tekkede terbiye olur.
" Terbiyeli olmak kölelik mi ?
" Hayır. Bu şeyhine tabii olmaktır.
Adnan, derin bir nefes alarak arkasına yaslandı gülümsedi. Cihat’ı sevmişti.
" Öyleyse ben söyleyeyim. Şeyhi seni daha çok şaşırtman için gönderdi.
Cihat, Şeyhine son derece sadıktı. Onun ne yaparsa doğru yapacağına inanırdı. Adnan için yapacaklarını tekrar düşünerek çayını yudumladı.
" Evet, öyle olmalı.
Adnan, bir süre ilgisiz gibi durdu.;.
" Benim kim olduğumu da söylemedi mi ?
Cihat, kapının üzerindeki yazıyı hatırladı gülümsedi;
- Bunu senden öğreneceğim Üstat!
Adnan, geriye doğru gerildi. Herhalde ayda bir yıkadığı yüzü ve kirden gerçek rengini kaybetmiş ak saçları ile daha da çirkin bir hal aldı yüzü.
" Ben Tanrıyım Cihat!
Cihat her ne kadarda buna hazırsa da yinede zihin alanını bir ateşin bastığını hissetti. Bu adam bu kelimeyi “ Allah” ismi şerifi yerine mi kullanıyordu yoksa. Öyle olmasa bile, bu ifade ve bu yüz bir araya geldiğinde öfke duygularını harekete geçiriyordu. Ama soğukkanlı konuştu Cihat;
" Nefsini mi kast ediyorsun Üstat?
Bunu söylerken de öyle olmasını temenni ediyordu içinden ama Adnan’ onun beklemediği ve beklemediği gibi de zihin alanlarını zorlayan bir karşılık verdi;
" Hayır Cihat. Varlığımı kast ettim !’
" Kastın hangi noktada ?
" İdrak!
Cihat oyunu ters çevirmeyi denedi.
" Nefsin varlığın dışındamı?
Adnan düşünmeden konuşuyordu;
" Nefsim varlığın hikmetidir ?
Cihat ta farkında olmadan bu hıza uymuştu;
" O halde hikmetin varlığı, neden tanrı oluyor?
Ve keskin bir karşılık;
" Neden olmasın ? Şeytanın varlığı hikmet değil mi?
Cihat dondu kaldı
****
Çok yakında KARAKUTU yayınlarında

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder