11 Kasım 2007 Pazar

Kahramanmaraş kurtuluşunun mana mimarları SÜTÇÜ İMAM

Ekim 1919 Maraş, İngilizlerin çekilmesi ile, Fransızlar ve onların yerli iş birlikçileri- Lejyon Ermeni çetelerinin işgali altına girmişti.
Bir tarafta “ Ermeni Klikya Cumhuriyetini” kurma hevesi ile Fransızlarla iş birliği yapan Ermenilerin taşkınlık ve şımarıklıkları, diğer taraftan da beş bin kişilik top, makineli tüfek ve tayyareleri ile galip ve modern ordu olmanın gururunda Türk insanın hakir gören Fransız kuvvetleri.
Diğer tarafta ise, çoğu çocuk kadın ve ihtiyarlardan oluşan bir beldenin halkı. Gençlerinin çoğunu Yemende, Çanakkale de, Bingazi de şehit veren Maraşlı. Sadece üç yüz elli kişide silah var. Bu silahlar, çakmaklı, boy tüfekleri. Çok azında mauser ve İngiliz kasalısı var. Balta, bıçak, kılıç ve sopa gibi ellerine geçen ilkel silahlarla, tam teçhizatlı bir ordu ile karşı karşıya kalmışlardı…
Savunmasızdılar. Yoksuldular. ve üstelik Maraş tarihinin en sert kışına hazırlanıyordu.
İşte böyle bir vasat da, işlerini çabuk bitirmek isteyen Ermeniler ve Fransızlar Maraşlıların hassas duygularını tahrik ve tahkir ederek onları üzerlerine çekmek ve katletmek istiyorlardı.
Bu kanlı senaryoyu hazırlayanlar 29 Ekim 1919 Cuma günü Uzunoluk hamamından çıkan Maraşlı Müslüman kadınların peçelerine el atarak “ Burası artık Fransız şehridir, bir Fransız şehrinde ise peçe ile gezilemez” diyerek, kadınlarımızın peçelerini yırtmak istediler. O sırada orada bulunan, daha on altı yaşlarında Çakmakçı Sait ve Kabul oğlu Osman isimli gençler engel olmak istediler , ancak silahlı olan Fransız askeri elbiseli Ermeni Lejyon erlere karşı bir şey yapamadılar, mücadele esnasında biri kurşunla diğeri ise süngü ile yaralanarak düştüler.
Müslüman Türk kadının iffet çığlıkları Uzunoluk deresinde yankılarken, yerde yatan Maraşlı iki gencin kanı kurşun yarasından değil, yüreklerinden geliyordu.
İşte tam bu sırada oraya yakın bir yerde Süt ve simit satarak ekmek parasın kazanan ve yakındaki bir camide ise ücretsiz, sadece Allah rızası için namaz kıldıran elli yaşlarındaki Sütçü İmam efendi olayı görmüş ve hemen tabancasını çekerek müdahale etmiştir.
Başlatınca düşman zulüm çağını
Uzunoluk bağrından kara namlu uzandı
Üç kurşun peş peşe sallandı ahır dağı
Tüm dünya zelzele oluyor sandı
Bu kahraman Türk, Sütçü İmamdı…

Ve bu emsalsiz destan, tüm Kahramanmaraşlının dillerinde bir parola ile başladı;
“ MARAŞ BİZE MEZAR OLMADAN, DÜŞMANA GÜLİZAR OLMAZ “

Hiç yorum yok: