27 Ekim 2008 Pazartesi

Laikliğin tanımını yaptılar
Ben anlamadım ya sizler

Anayasa Mahkemesi gerekçeli türban kararında daha önce tartışma yaratan, “laikliğin tanımı” da yapıldı. Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen laik Cumhuriyet ilkesi “nin ne anlama geldiği ve laikliğin 6 kriteri şöyle sayıldı:

1. Egemenlik ulusa aittir.

Acaba öyle mi? buradan öyle görülmüyor. Herhalde millet adına karar veren sizler ya bu milletin mensubu değilsiniz, ya da bu milleti tanımıyorsunuz.

2. Ulusal irade dışında herhangi bir dogma siyasal düzene yön veremez.

Vay be ne güzel laf bu böyle. Ulusal irademi laikliği getirdi. Laikliği ulusal iradeye mi sordular getirirken. Yoksa silah zoru ile dayatarak mı getirdiler.Hele bir halka sorun bunu bakalım. Ahkam kesmeyin oradan .

3. Hukuksal kurallar dinsel buyruklar yerine demokratik ulusal talepler esas alınarak aklın ve bilimin öncülüğünde kabul edilir

Ne demek istiyorsunuz yani şimdi. Dinsel buyruklar bilime aykırımı diyorsunuz. Ama unutmayın ha.. Dinsel buyruklar tarih içinde büyük medeniyetler imza attı.Bir devletin altı yüz yıl ayakta kalmasını sağladı. Resulullah dönemindeki medeniyeti dünya,ne ondan önce ne de onsan sonra bir daha görmedi. Eğer sizin medeniyetteki kastınız “ insanca yaşamaksa” O zaman burnunuzun ucuna iyi bakın. Senin laik hukuk anlayış seksen seneden seksen yerinden delindi


4. Çoğunluk ya da azınlık dinine, felsefi inançlara veya dünya görüşlerine mensup olup olmadıklarına bakılmaksızın, din ve vicdan özgürlüğü ayrımsız ve önkoşulsuz herkese tanınır ve Anayasada öngörülenin ötesinde herhangi bir sınırlamaya tabi tutulmaz.

Ya baş örtüsü meselesi de bu cümlelerin içinde mi?

5. Din veya din duygularının kötüye kullanılması ve sömürülmesi yasaklanır.
Allah Allah ateist kafaların din ve din ile ilgili yorumlarında hayranım doğrusu.

6. Devlet tüm işlem ve eylemlerinde dinler ve inançlar karşısında eşit ve tarafsız davranır.
Hangi devlet bu. Silahlı kuvvetlermi, silahsız kuvvetlermi? parlamento mu, halk evlerimi?Anayasama mahkemesi mi,Kanadoğlu gibilerin kafasımı? Yargıtay baş savcısı mı ? Karıştırdım da.

Rönesans reform tartışması

Gerekçelİ kararda, laiklik ilkesinin düşünsel temellerini Rönesans, Reformasyon ve Aydınlanma dönemlerinden aldığı belirtilerek şöyle denildi: ”Çağdaş demokrasilerin ortak değeri olan bu ilkeye göre, siyasal ve hukuksal yapı, dogmalardan arındırılarak akılcılığı ve bilimsel yöntemleri esas alan ulusal tercihlere dayanır. Laikliğin bu işleviyle toplumsal ve siyasal barışı sağlayan ortak bir değer olduğu açıktır.”
Sormadan edemedim;
Neden yapamadınız bu zamana kadar. Nede toplumsal barış sağlanamadı bu ülkede. Cumhuriyeti kuranlar da dahil hep kan akıttılar. Ya devlet eli kan akıttılar yada insanları bir birlerine kırdırarak. Seksenden önce solcu sağcı diyerek iki sivil gurup arasında çatılıyordu. Aslında içinde devlet vardı. Ama en azından bilinmiyordu.
Şimdi ise Kürt Türk diyerek çatıştırılıyor. PKK kimin eseri. Neden bitmiyor? Kimlerin işine geliyor?Buna devlet eli ile vatan çocuklarının çatıştırılması denmez de ne denir. Hem de devletin kontrolünde.
Ve böylece kana doymayan dogmatik laiklik bu gün ahkam kesiyor ve devam ediyor ;

“ Hukuksal düzenlemelerin dinsel buyruklara dayandırılması, birey özgürlüğünü ve bu temelde yükselen demokratik işleyişi olanaksız kılar.
Siyasal yapıya egemen dogmalar öncelikle özgürlükleri ortadan kaldırır.”

Hımm bak burada doğru söylüyorsunuz. Dogmatik laiklik siyasi özgürlükleri kısıtlıyor. Laik adına işkence çektiriyorsunuz Müslümanlara.

“Çağdaş demokrasiler, dogmalara karşı akılcılıkla durur, din ve devlet işlerini birbirinden ayırarak, dini siyasallaşmaktan ve yönetim aracı olmaktan çıkarır.”

Hangi akılla. Laik düzende akıl olsaydı evvela bu memleketin geçmişine sahip çıkardı. Azınlığın arzularına değil, çoğunluğun arzuları egemen olurdu.
Sorsan şimdi sizlere;
Bu ülkenin adı neden Türkiye? Türklerin olduğu için dersiniz. Türklerin bir dini var mı desem, İslam dersiniz. En azından kahır ekseriyeti Müslüman dersiniz. Peki kahır ekseriyeti Müslüman ise o zaman neden azınlıklarla bu memleketin gerçek sahipleri eşit oluyor. Hangi çağdaş demokrasi bu. Çağdaşlığı kim belirliyor. Bir avuç ateist mi yoksa masonlar mı ? Kim belirliyor.? Kimlerin kıstasları ile hayat anlayışı ile inanç anlayışı ile idare edilmek istiyoruz, açıklayın .
Açıklayamazsınız. Çünkü kahır ekseriyeti rağmen bir azınlığın ideolojisi devlet gücü olarak tutuluyor. Diğerlerine de bol keseden çağdaşlık nutukları. Sevsinler

Hiç yorum yok: