30 Mayıs 2008 Cuma

Töre mi

Sinema abartı sanatı derler. Katılmamak mümkün değil. Sanırım bunu herkes kabullenmiştir. Ama ben kabullenemedim. Sinema bana göre bir eğitim müessesesidir. İnsanları bir konu üzerinde eğitir. Bilgilendirir. Bunu yaparken de izlemeyi kolaylaştırmak için estetik verir. Sanat da buradadır zaten . Roman yazarının mizanseni gibi.. Tahlilleri gibi.
Geçenlerde kanal 7 de bir film izledim Adı Töre. Ağabeyi ölen bir genç ağabeyinin karısı ile evlenmesi gerekiyor. Tabii gençte, kadında bunu istemiyorlar. Bunu temel sebebi bu iki kişinin bir birbirine bakış açısıdır.
İslam dini buna ne der. Kısacı ölen bir kadının nikahı kalkar. dolayısı ile bunu diğer kardeş nikahlayabilir. Ama bu şey tersinden de mümkündür. Karısı ölen bir adam baldızını nikahlaya bilir
Ancak İslam dini bunu zorla yapmaz. Yani bu bir töre katılığı ile dayatılmaz.
Gelelim filmdeki kahramanların katışığına.
Nedense dinen uygun görülen bir gereklilik töre olmuş. Ama Türk töresinde zaten böyle bir şey yok. Bu Töre Tük milletine ait değildir. Yukarda dediğim gibi İslam hukukunda olmasına rağmen bu bir hüküm değildir. İslam sadece bu durumda değil, herhangi bir durumda bile zorla nikah ve evlilik emri vermez.
Evlilik iki karşı cinsin birbirlerini görüp beğenmeleri ve evlenmeye karşılıklı rıza göstermeleridir. Evliliğin ilk adımı bu iki kişinin arasında gerçekleşir. Aslında Nikahın özü de budur. Gerisi teferruat
Ama bakıyorsunuz Anadolu da ve tam olarak nerde olduğu bile belli olmayan bir Töre, hem İslam ahlak ve anlayışını ayak altına alırken hem de Türk töresinde olmayan bir geleneği de Töre adı altında veriyorlar
Tıpkı Bir Süryani geleneği olan “ Berdel” in sanki Anadolu nun tamamında gelenekmiş gibi verilmesi gibi
Küçük bir azınlığın geleneği veriliyorsa o zaman o azınlığın kimliğinin de deşifre edilmesi gerekir. Müslüman Türk milletine mal edercesine adı ismi cismi Türk olarak gösterilen kişilerin tavrı azınlıkların gelenek ve göreneklerini bizlere mal etmenin anlamı yok
Sinema yapanlar bu noktada sorumludurlar

CHP üst kadroları bunadı


CHP üst kadrolarında bunama başladı
Önder Sav telefonu açık unutur arkasından CHP Lideri Baykal, mal bulmuş mağribi gibi yaygarayı basar” dinleniyoruz” Bu yalancılıkla örtüşmüyor. CHP zihniyetinin yalancılığını ortaya fitne atarak arkasından bölücü hareketleri kürüklediğini biliyoruz. Bu kuruluşundan bu yana CHP taktiğidir.
Ama bu dırım farklı. yalancılık değil bu. Çünkü söylediklerine kendileri inandığı için bunu adı bunamadır.
İnşallah önümüzdeki seçimde yüzde onlarda filan kalırlar. Daha aşağı inmelerini beklemiyorum şahsen. İstemiyorum da. Çünkü Baykal orda da olduğu sürece AKP nin kıymeti daha çok anlaşılıyor.

19 Mayıs 2008 Pazartesi

İletişim adresim


Bazı okuyucalarım benimle temas kurmak için mesaj göndermişler. MSN adresimden başka adresim olmadığı için sadece onu verebilirim.
MSN adresim ; Mehmetalp-eren@hotmail.com-

10 Mayıs 2008 Cumartesi

Devletmi Rejimmi kutsal


Türk milletinin dini İslam
Devletin Dini yok
Devlet nedir? Kimdir ?
Nerden gelmiştir.?
Kim getirmiştir ?

Şaka – şaka
Devlet milletin teşkilatıdır. Miletlin kurduğu müesseselerdir. İçinde de kendileri çalışır. Yani devlet çarkını çevirenler bu milletin fertleridir. Polisi müslüman, Askeri Müslüman, öğretmeni müslüman, VS.
Ama devlet Laik tir. Yani dinsizdir. Başka bir deyişler din sahibi olan bir fert dinsiz bir tavır alacaktır. Dinsiz bir müeyyide uygulayacaktır. Yani dinsiz bir otorite kuracaktır.
Yani bir okul müdürü önce kızın başındaki ayeti kaldıracak sonra cuma namazı kılacak. Veya ben Müslüman’ım diyecek
Bir savcı, bir hakim herhangi bir kamu görevlisi önce dinsiz bir görev yapacak, ya da dinsizlik adına görev yaoacak, dinsiz bir hüküm yerine getirecek, sonra ben Müslüman ’m diyecek.
Acaba devlet ile rejimi birbirinden ayırıp düşünsek daha mı mantıklı olacak ne?
Yoksa bu rejim içimizde ki azınlıkların hatırına mı işletiliyor ısrarla
Aks, halde bir Müslüman insan baş örtüsünden neden rahatsız olsun ki?
Acaba kutsal olan devlet mi rejim mi?
Uğruna şehit olduğumuz devlet mi ? Laiklik mi?
Bir çarpıklık var ama bir yerlerde ben anlamadım.
Siz anladınız mı?

Kararı siz verin


Yargı Türk milleti adına mı karar veriyor ?
O zaman şu çarpıklığı baştan sıralayalım;
Soru ; Devlet laik mi ..
Cevap , Evet
Soru ; Millet laik mi …
Cevap ; Hayır
O zaman kararı siz verin

5 Mayıs 2008 Pazartesi

Abdullatif Şener


Abdullatif Şener
Bu akşam bir TV programında Abdullatif Şener i dinledim. Baştan sona konuşmayı dinlemek de doğrusu bana pek lüzumlu gelmedi. Zaten program yapımcısının da ne verdiği haberi ne de yaptığı programları izlemeyi severim. Bende mide ağrısı yapıyor.
Kısaca sayın Şener;
gerek olduğu zaman siyasete gireceğini söyledi. Yeni partini gerekli olması halinde bunu yapabileceğini söylediHulasası buAncak ben öyle düşünmüyorum.Birincisi;Sayın Şener daha ilk hükümet döneminde iken birileri ile konuyu görüşüyordu. Yani birinci Tayip hükümetinin döneminde iken sayın Şener bu günleri konuşuyordu. Yanlış anlamayın bu günlerin böyle olacağını bilmesinden kaynaklanmıyor. Ama bu hale getirecek olanlarla görüşüyordu.İkincisi sayın Şener henüz daha siyasi hırsının neticesini almış değil. Gözü yükseklerde. Bu tür hareketlere girişmesi için fazla da ciddi gerekçeye ihtiyaç yoktur.Sayın Şener partiyi kuracaktır. Burası kesin. Bunun kararı bu gün alınmışda değil .Sayın Şener bu zamana kadar siyasi hayatını bu kanalda yaptı. Kendisini siyasete kazandıran fikir hareketi bu gün karşı olduğu fikir hareketidir.Şimdi bir parti kurduğunu düşünürsek acaba insanları hangi fikrin etrafında toplayacak?Daha önemlisi şu ki. Bu ülkede Sayın Şenerin dolduracağı kadar küçük bir siyasi boşluk olacağını sanmıyorum.
Küçük boşlukları doldurmak için yola çıkanları görüyoruz.
Olsa bile çok büyük olacaktır.
Sayın Şener oluşacak bu boşluğu dolduramayacak kadar donanımsızdır.Güzel insan, iyi insan ve eminim dürüsttür de.Ancak ülkeyi kucaklayacak bir donanım sahibi değil.
Özellikle AKP siyasi hayattan çekilirse yerini dolduracak hali hazırda kimse yok.Şimdilerde bir takım Medya sürekli olarak dolduruşa getiriyor ama, herkesin bir derdi var.Bütün meseleleri bu ülkede istikrarın olmaması.
Yamalı bohçalı hükümetlere razı olan bir takım çevreler var. Şener gibi iyi niyetli ama donanımsız insanları kullanarak bu yamayı artırmaktan başka iş yapmıyorlar.
Sayın Şener eğer bir parti kurarsa başka siyasi hata yapmasına gerek yokBu hata kendisine ömrü boyunca yeterde artar bile.

3 Mayıs 2008 Cumartesi

kadınlar ve erkekler


Erkek kadın karşısında diz çökmez.
Çökmemelidir.
Erkek diz çökerse asaletini yitirir.
Kadın zariftir.
Diz çökmek kadına yakışır.
Erkeğin elini öpmek kadına yakışır.
Onu zarafet sahibi kılar.
Kadın erkeğe aşık olabilir. Ama erkeğin aşık olmaması gerekir.
Erkek kadını sevmeli ve saygı duymalıdır.
Kadını kullanıp atmamalı buruşturup bırakmamalıdır. Asaletli bir erkek kadını kandırmaz, aldatmaz ve para vererek bir kadınla birlikte olmaz. Beş dakikalık zevki için bir kadının hayatını karartmaz.Erkeğin asaletini, kadının zarafetini yetirdiği bir topluluk da aile hayatı ve cemiyet hayatı perişan olur.

Kadın ve erkek


ve kadınlar çok zeki olmalarına rağmen erkekler konusunda aptal, ve erkekler o kadar akıllı ve güçlü olmalarına rağmen kadın karşısında zayıf ve iradesizdir.

1 Mayıs 2008 Perşembe

Polisimizi tebrik ediyorum


Anlamsız bir ısrarla taksimde kutlama yapmaya çalışan sendikalara baplı işçilerin Taksime gelmelerin önleyen İstanbul polisini tebrik ediyorum
Bazı TV kanallar her ne kadarda ısrarla Polisin davranışını sert buluyor ve yine aynı kanallar öküzün altında buzağı arayan çevreler polisi kınayıcı eleştirici bir yorumla verdiler haberleri. Özellikle star Atv ve benzeri malum kanallar için polis aforoz edil dilmek isteniyor.
Peki ama bu işçilerin hiç mi suçsu yok. Eğer onlar taksime gelselerdi ve burada ciddi pravakasyonlar olsaydı ve kan dökülseydi çok mu iyi olacaktı.
Belki bazı vatandaşlar bu Kalabalıkta haksız yere zarar görmüş olabilir. Bu tabiidir. Bazı kanallar polisin davranışlarını detay haberlerde verirken şu soruyu soruyor
Vatandaşlara yardımcı olan polislerle acımasız davranan polisleri ifade ederek “hangisi bizim polisimiz diyor.
Aptalca bir soru. Polislerimiz nerde nasıl davranması gerektiğimi biliyorlar. Müşvik olması gereken yerde Müşvik olmuştur sert olması gereken yerde sert olmuştur
Ben şahsen İstanbul polisini ve görev alan diğer kolluk kuvvetlerini tebrik ediyorum

Atmış sekizlilere madalya vermeli(!)


Atmış sekizlilere madalya vermeli herhalde ( ! )
Dün bir tv kanalında 68 liler nostalji yaptılar. Her biri bir kahraman her biri bir şövalye havasında. İdam edilen birkaç gencin gölgesin de kendilerine de pay arayan zavallıları görünce ister istemez güldüm. Gölgesibe sığındıkalrı gençleri övdüler önce. Banka soyan, asker kurşunlayan, polis kırşunlayan kuyumcu soyan bu eylemciler bu gün halk kahramanı oldu. hangi halkın kahramanı ise. Bir tek eksik olan madalyaları adamların. Nedense Amerika karşıtı oldukları kadar Sovyet karşıcıda olsalardı ya. Aslında bu gün çoğu Amerikancı emperyalist olan bu zavallı davanın adamları arkalarına birkaç genç oturtmuşlar kahramanlık masalları anlatıyorlar. Sovyetlerin bir gecede Afganistan’ı kana bulamasından rahatsız olmayanlar aslında ırak konusunda hassasiyetleri Baas partisine olan sempatilerinden kaynaklandığını da unutmamak gerek.
Ama esas hassas nokta Müslüman Türk milletimi dini değerlerini ve bu değerlere olan hassasiyetini ayakları altına aldıklarını da unutmuş görünüyorlar. Öğrenci ve işçi yürüyüşlerinde Stalin in Marksın ve Mao nun resimlerini ve enternasyonal okuyarak geçen bu kahramanlar! Ülkeyi Amerika dan kurtarmaya çalışıyorlardı
Allah saklasın!
Acaba diyorum bu zavallı kahramanlar kendilerini anlatamadılar veya bu millet kendilerini mi anlamadı.
Veya daha doğru soru herhalde şu olmalı;
Aslında anlatacak bir şeyleri yok muydu?
Sosyalist zihniyet bu ideolojiyi transfer ederken tıpkı laikler gibi en önemli meseleyi unuttular
Bu milleti doğru okuyamadılar. İflas etmelerinin sebebi bu