10 Kasım 2007 Cumartesi

Saat 00.00 Med cezir vakit

Saat 00.00
Sevgi. İstanbul / Marmara Ünv.
Ve işte, yine aynı sahne!
Dile gelmeyen şeyler dillenmekte zorbalık yapıyor sanki… Gizlerim darbede gibi…Ve içimdeki her neyse , sanki mülteciliğine karşı devrimde. Sorsam bu başkaldırışının sebebini acaba mantıklı bir cevabı var mı?Eğer varsa , doğru mu?Ve doğruysa eğer , bu kimin doğrusu ?
Ardından bir ses !
“Hadi anlat!”dedi. Belli ki bildiği bir şey vardı. Benimse bilmediğim çok şey…”Neyi?” diye sordum.”Elbette kendini.” dedi.Teslim olmuşçasına ve itiraz etmeksizin “içedönük portremi mi , dışadönük portremi mi?” diye sordum.”Sana ait olan içedönük yanındır!” dedi. Garipsedim. Dışım kimin o zaman?

Alperen İstanbul / Fatih
SAAT YOK - Dışın dünyanın malıdır. Seni dünyevi olarak sevenler dışına bakarlar. Toprak senin dışını besler ve sonunda dışını alır ve kendinde çürütür, kendinde kaybeder. Bu tarafı ile doğrudur. Bu sebeple mülteci olan Ruh sık sık dünyaya iltica ederek bedene sahiplenmeye çalışır. Dünyaya sahiplenmeye çalışır ve hatta dünyaya tapmaya başlar. Geldiği yeri unutur. Çocuk doğar doğmaz ilk işi ellerine bakar. Parmaklarına bakar ve parmakları nı emer. Seküler felsefeciler (Pozitivistler) bunu “acıkma” veya cinsellikle yorumlarlar. Belki gerçek payı vardır. Ama bunu bilmek ve iddia etmek mümkün değildir. Bende bebektim bende parmaklarımı emmişimdir ama bunu niye yaptığımı bilmiyorum. Ama bana kalırsa seküler yaklaşım haklılık payının çok azını alabiliyor. Çünkü dünyaya gelen ruh henüz daha cinsellik duygularına sahip değildir. O daha çok kendine ait olan kendine verilmiş dünyalık şeylerin en önemlisi olan “ CAN” ına bakıyor. Çünkü o can ile üzülecek sevinecek bağlanacak kızacak veya en önemlisi tekrar ALLAHA yönelecektir.

***
Sevgi İstanbul / Marmara Ünv.
Saat 01.00
“Hadi bana , kendi sonsuzluğundan ve yok’luktan bahset!” dedi. “Eğer ki varsam ve varlıkla sınırlıysam , yokluğu izah edemem , sonsuzluğu da!” dedim. “Varlığını idrak edebiliyorsan , yokluğu da izah edersin , sonsuzluğu da!” dedi.
Yorulan düşüncelerimi , sorgudan ve arayıştan kurtarmak istercesine ve yalvarırcasına “O halde bana yokluğu izah edin!” dedim.”İyi düşün!Yokluk varlıkta , varlık yoklukta anlam kazanır. Zira her şey zıddıyla kaimdir!” dedi. Ve artık , düşüncelerim bir enkaz yığınından ibaretti!

Alperen İstanbul FAtih
Saat yok ; Aslında evin hangi penceresinden baktığın önemli. İki tarafından biri hakikat diğeri yalan olan insan oğlunun sadece “ Elif” harfinden hareketle Mavera ile dünya berzahında sadece “ Varlık “ ve “ yok” luk alanında ürettiği deyimler, kelimeler, kavramlar ve bunların ihtiva ettiği manaları yan yana getirsek, sanırım , belki uzayın her tarafına yetişemez ama en azından AY’ a merdiven olur. Ancak halen daha insanlığın 00, 00 noktasında olduğunu düşünürsek sadece “ Elif” de kaldığını anlarız. Ve bir manevi alandan, dostum bana bir gün dedi ki; “ Bu daha “elifin” bir cephesi. yani “ Varlık” cephesi. O zaman ben ne yaptım biliyor musun ? yorganı kafama çekip üç gün çıkmadım yataktan.

****
Sevgi İstanbul / MArmara ünv.
Saat 02.0
Sustum…
Ardından yine sustum…”Neden sustun?” diye sordu. ”Bilmiyorum.”dedim.”Peki kendini biliyor musun?” diye sordu. Düşündüm…
“Ben kimim?” diye sordum. “Sen kimsin?” diye sordu.Yüzümü kaldırdım.Göğe baktım…Ne kadar küçük ve aciz olduğumu bin kez daha gördüm.Ve kim olduğuma dair bir tanım cümlesi bile kuramadan , tekrar sustum…
Saat yok - Her şey Allah tan ama hiçbir şey “ O “ değil” sen ona en yakın tecellisin.

Alperen İstanbul / Fatih
Saat 03.00
“Nerdesin şimdi?” diye sordu.”Derin bir yerdeyim sanki…” dedim ve devam ettim:”Bu derinliği geçersem önümü görürüm. Yok eğer ki geçemezsem burada donakalırım.Bilmem ki bu savaş sonrası bedenimi ve imanımı kurtarabilecek miyim?” dedim “Sakın durma!Aksi halde erir gidersin.”dedi.Ve sözleriyle beynimdeki ateşe odun atmayı kendinde hak bildi !
Saat yok - Beş duyu ile dünyaya bakanlar, Beş duyu ile hayatı ve hadiseleri yorumlayanların içinde kaldıkları derinlik seküler derinliktir. Buraya düşen psikopatlardır. Hangi alanda psiko bozukluk olarak bakarsan bak. Fikir alanında, kapitalist alanda, cinsel alanda, bunlar psikopatlardır. Metafizik alemin derinliğinde de saplanıp kalacak bataklık vardır. Ancak burada en önemli mesele “ zan” etmektir. Çoğu zaman kişiler saplanıp kalmayı bir makam olarak görürler. Ve çoğu zaman kişiler bulundukları yeri varılacak en son nokta sanarak kendi kendilerini aldatırlar. Oysa “Arabi” nin dediği gibi “ Oradan öyle görünür”

*****
Sevgi İstanbul / Marmara Ünv
Saat 04.00
Uzun bir sessizlik sonrası, elimde olmadan “Korkuyorum…” dedim. ”Korkma!Madde aleminde hiçbir şey ruha zarar veremez. Çünkü özümüz ilahidir.”dedi. “İlah” kelimesiyle irkildim. Bu söz, dünyayı , eşyayı ve mekanı farklı algılamama sebep oldu.Ve birden ,gözüm koca dağın üzerindeki patikaya takıldı. “Acaba ben de orda mıyım?Koca dağdaki küçük bir patikada...Üstelik bir başıma...” diye sordum.”Yanlış yoldasın!Fizik aleminden soyutlan !” dedi.”Yol mu? Yolsuzluk’u ilk defa şimdi sevdim.” Dedim.Ve yine sustum.

Alperen İstanbul / Fatih
Saat yok - Ruh maddeden etkilenir. Çünkü ruhu maddeye bağlayan “ Can” dır. “ Madde ruhun canını yakar”
Fizik aleminden soyutlanmak mümkün değildir.Münhasıran
Olanlar, orada fazla duramazlar. Ölmeden metafizik aleme geçiş ve orada Azrail i beklemek mümkün değildir. Can çıkmadıktan sonra dünya bitmez.
Sadece Peygamber müstesna. Onun halini ise ancak Allah bilir.
*****
Sevgi İstanbul / Marmara Ünv.
Saat 05.00
“Peki sen kimsin?” diye sordum.Sanki yüzüme baktı…Rüzgarını tenime değdirerek…Şimdi susan O’ydu.Ve devam ettim: “Kareler içinde sürekli seninle konuşuyorum ama seni hiç tanımıyorum.Kimsin?” diye sordum.
Ve…Duvar üzerinde karanlık bir yazı…”Beni en çok tanıyan Sen’sin!” Sözler küstahça!Beynimdekiler korteks bir düğüm. Bütün yollar çıkmazda. Neden her şey sıkışmakta?Ve neden soru işaretleri her cümlenin sonunda?Ah şu soru işaretleri ! Tıpkı asılan adam gibi!

Alperen İstanbul/ Fatih
Saat yok - Allah sordu” Ben sizin rab biniz değil miyim? Bütün soruların kaynağı Allah’ın kullarını muhatap almasından kaynaklanır. Bunu sorarken zaman – mekan içinde ve hür iradesi verilen insan ile Allah arasında” Allah ın insanları kendine “ “muhatap kabul etme” fiili” Şerefi görebiliyor musun?
Onun kim olduğuna gelince; İlahi tecellinin ye Hak noktasında ya da küfür noktasında sendeki diğer tecellidir. Seni büyük kılanda bu zaten . Çünkü irade “ her halde “ verildi” Aksi halde irade deki ulviyet ve süfliyeti nasıl izah edeceğiz?
****
Sevgi İStanbul /Marmara Ünv.
Saat 06.00
“Hakikati bilmen ve bulman için derine in.Ve düşün!” dedi. ”Neyi?” diye sordum.”Ben’i “ dedi.Ve son kez “Sen kimsin?” diye sordum.”Sen’im! “ dedi. Tam bu vakit zamana baktım. Artık ne bugündüm , ne gelecektim ne de galiba dün’düm…
Ve saate baktım. 00.00 !
Başladığı yerde!Ve hiç ilerleme kaydetmemiş!
Nedenini sordum.
Her şey gibi O da MED-CEZİR’deymiş !
sevgi Şubat 2007 Marmara Ünv.

Alperen İstanbul / Fatih
Ve saat yok – Evet her şey ama her şey kendi ekseninde “ OL” il e sınırlı. Allah indinde sadece “ OL” dendi ve bu “OL “ ile her şey oldu bitti. " ma" eklendiğinde her şey biter. Biz aslında OLUP BİTENİ yaşıyoruz. MED-CEZİR’ ler de bundan.

SON NOT – Allah a emanet olasın yazınızı bir çok kere okudum. Belki geç oldu hakkını helal edesin. Umarım bunlar sadece sorgulama olarak kalmaz. Sadece gençliğin bir tahayyül esi olarak geçip gitmez.
Yarın hayatın “ Can” pazarında, ruh geldiği yeri unutarak, canın arzularına ve heveslerine aldanıp yitikler arasına girmez.
Allah dostun olsun.

Hiç yorum yok: